Selülit ve varis, çoğu zaman yalnızca estetik sorunlar gibi algılansa da aslında her iki durumda ciddiye alınması gereken sağlık problemleridir. Varis, kan dolaşımındaki bozukluklar nedeniyle damarlarda genişlikler ve şişkinlikler oluştururken, selülit genellikle cilt altındaki yağ dokusunun yapısal bozulmalarıyla ortaya çıkar. Selülitin nedeni varis olabilir mi, selülit krem ile geçer mi vb. gibi pek çok soru hastalar tarafından sıkça sorulmaktadır.
Bu iki durum da yüzeyde görülen görüntüden çok daha fazlasını ifade eder. Her iki problemi de göz ardı etmemek önemlidir. Ancak, en önemli nokta varis ve selüliti tanımakta yatmaktadır.
Cilt altında biriken yağ hücrelerinin cilt yüzeyine baskı yaparak pürüzlü görünüm oluşturmasıyla ortaya çıkan bir durum olan selülit, genellikle kalça, bacak ve karın bölgelerinde görülür.
Bu sağlık problemi, portakal kabuğu görünümü ile bilinir. Her ne kadar hastalar tarafından estetik bir problem olarak değerlendirilse de aslında vücudun genel sağlığıyla da bağlantılı olabilen bir durumdur.
Selülitin oluşumunu etkileyen birçok faktör bulunur. Bu faktörler, yaşam tarzı alışkanlıkları ve genetik yatkınlıklar ile doğrudan bağlantılıdır.
Bacaklarda selülit neden olur sorusunun cevabı ise aşağıdaki gibi özetlenebilir:
Her bireyde farklı şekillerde ortaya çıkabilen selülit, yalnızca estetik bir problem değildir.
Bu sağlık sorunu, cilt altındaki yağ hücrelerinin yapısal bozulmasına işaret eden bir sağlık problemidir.
Yoğunluğuna ve görünümüne bağlı olarak, selülit farklı derecelerde sınıflandırılır:
Genellikle, yalnızca cilt sıkıştırıldığında görünür hale gelir. Cilt yüzeyi, normal duruşta pürüzsüz görünürken, sıkıldığında portakal kabuğu görüntüsü ortaya çıkar. Bu aşamada selülit, henüz cildin derin katmanlarına yayılmamıştır ve tedavisi daha kolay olabilir. Düzenli egzersiz, sağlıklı beslenme ve masaj gibi yöntemlerle hafif selülit kontrol altına alınabilir.
Daha belirgin bir portakal kabuğu görünümüyle karakterizedir. Cilt sıkıştırılmadan dahi pürüzlü bir yüzey ortaya çıkar. Bu aşamada, yağ dokusu ve bağ dokusu arasındaki dengesizlik daha fazla belirginleşir.
Var olan selülit, hareketsizlik, kötü beslenme ve dolaşım problemleri gibi faktörlerle artabilir. Tedavisi, daha yoğun bir çaba ve uzman desteği gerektirebilir.
Şiddetli selülit, cilt yüzeyinde derin çukurlar ve düzensiz şekillerle kendini gösterir. Portakal kabuğu görünümü oldukça belirgindir ve cilt dokusu esnekliğini kaybetmiştir. Bu durumda cilt sıkılaştırıcı tedaviler, lenfatik drenaj ve daha ileri seviyede uygulamalar gerekebilir.
Selülit varis her ne kadar iki farklı sağlık sorunu gibi görünse de birbirleriyle yakın ilişkilidir. Çalışmalar, venöz yetmezlik yaşayan hastalarda, varis tedavisi sonrasında lenfatik drenajın iyileştiğini ve bunun sonucunda selülitte belirgin düzelmeler görüldüğünü ortaya koymuştur.
Venöz yetmezlik, bacaklardaki damarlarda kanın geriye doğru akmasını ve damarların genişleyip şişmesini ifade eder. Bu durum, zayıf kan dolaşımına ve lenf sıvısının yeterince drene edilmemesine neden olarak selülit oluşumunu tetikleyebilir.
Varis ve selülit, ortak bir zeminde dolaşım bozukluğu ile kesişir. Kan dolaşımındaki yetersizlikler ve venöz yetmezlik, vücutta sıvı birikimine yol açarak selülitin oluşmasına zemin hazırlayabilir. Aynı zamanda, varis problemi yaşayan bireylerde cilt altındaki yağ dokusu da olumsuz etkilenir. Bu durum da selülitin daha belirgin hale gelmesine neden olabilir.
Varis ve selülit tedavisi dolaşımın iyileşmesine ve lenfatik sistemin çalışmasına katkıda bulunur. Bu süreç, selülit görünümünün azalmasına yol açabilir. Toplumumuzda varis yüksek oranlarda görülmektedir. Bu veriler de varis ve selülit sorunlarının ne kadar yaygın olduğunu göstermektedir.
Varis tedavisi yapılan hastalarda selülitin de düzelmesi, iki problemin birbiriyle ne kadar bağlantılı olduğunun en net göstergelerinden biridir. Sonuç olarak, selülitin nedeni varis olabilir mi sorusuna güçlü verilerle evet yanıtı verilebilir. Çünkü varisin neden olduğu dolaşım bozukluğu, selülit oluşumunu doğrudan etkileyen faktörlerden biridir.
Birçok kadının karşılaştığı yaygın bir estetik problem yaratmakla birlikte, tedavi edilmesi mümkün olan bir durumdur. Her bireyin selülit yoğunluğu ve tipi farklıdır. Bu yüzden tedavi biçimi de kişiye özel olmalıdır.
Tüm selülit tedavi çeşitlerinde temel amaç, cilt altındaki yağ dokusunun yeniden düzenlenmesi ve cildin sıkılaştırılmasıdır.
Egzersiz, selülitin görünümünü azaltmada oldukça etkilidir. Özellikle kardiyo ve direnç antrenmanları, yağ yakımını hızlandırarak cilt altındaki yağ dokusunu düzenler. Ayrıca, düzenli hareket dolaşımı artırarak vücuttaki sıvı birikimini azaltır.
Squat
Ayaklar omuz genişliğinde açık, sırt düz ve karın kasları sıkı şekilde yapılır. Çömelme hareketini doğru yaparak kalça ve uyluk kaslarını çalıştırabilirsiniz.
Lunge
Bir bacağınız önde, diğeri arkada olacak şekilde dizlerinizi bükerek aşağı inip kalkmanız gerekir.
Plank
Dirsekler ve ayak parmakları üzerinde durarak, vücudu düz bir çizgide tutarak bu hareket yapılır.
Glute Bridge
Sırt üstü yatarak dizler bükülü pozisyonda, kalçanızı yukarı kaldırıp indirerek bu hareketi gerçekleştirebilirsiniz. Bu egzersiz tipi, kalçanın sıkılaşmasına ve selülitin azalmasına yardımcı olur.
Selülit egzersizlerini haftada 2-3 kez, her bir hareketten 3 set ve her sette 10-12 tekrar olacak şekilde uygulamak idealdir. Bu egzersizler düzenli olarak yapıldığında, selülit görünümünde fark edilir bir azalma sağlayabilir.
Özellikle lenfatik drenaj masajı, selülitli bölgelerde kan ve lenf akışını hızlandırarak dokuların sıkılaşmasına yardımcı olabilir. Düzenli masaj uygulamaları, cilt yüzeyindeki pürüzlü görünümün azalmasına katkı sağlar. Evde yapılan kuru fırçalama da kan dolaşımını artırarak selülit görünümünü hafifletebilir.
Profesyonel tedaviler arasında radyofrekans ve lazer uygulamaları, selülitin sebebi varis ve selülitin tedavisinde oldukça etkilidir. Radyofrekans, cildin derin katmanlarını ısıtarak kolajen üretimini artırırken, lazer tedavisi yağ dokusunu hedef alarak cilt yüzeyini pürüzsüzleştirebilir. Bu tedaviler genellikle birkaç seans gerektirir ve uzman kontrolünde yapılmalıdır.
Mezoterapi, selülitli bölgelere çeşitli vitamin, mineral ve enzimlerin enjekte edilmesi yoluyla yapılan bir tedavi yöntemidir. Bu uygulama, yağ hücrelerini parçalayarak cilt yüzeyini sıkılaştırır ve selülit görünümünü azaltır. Mezoterapi, özellikle şiddetli selülit vakalarında etkili olabilir.
Bu yöntem, ultrason dalgaları kullanarak yağ hücrelerinin parçalanmasını sağlar. Ultrasonik lipoliz, cilt altındaki yağ dokusunu hedef alarak selülitin azalmasına yardımcı olur. Genellikle hafif ve orta şiddetli selülit vakalarında tercih edilir.
Beslenme alışkanlıkları, selülit oluşumunda ve tedavisinde büyük rol oynar. Düşük yağlı, şekerden fakir ve lif açısından zengin beslenmek, vücutta yağ birikimini azaltarak selülitin görünümünü hafifletebilir. Bol su içmek ise vücut dokularını nemli tutarak cildin esnekliğini artırır.