Birçok kişi varis dolayısıyla hem estetik kaygı hem de ciddi sağlık sorunları yaşayabilir. Günlük hayatta bacak ağrılar, şişlik ve yorgunluk hissi gibi belirtilerle başa çıkmak çok zor olabilir. Üstelik pek çok hasta varis hakkında doğru bilinen yanlış bilgiler dolayısıyla doğru tedaviye ulaşmakta zorlanabilir.
Varis sadece dış görünüşe etki eden bir problem değil, dolaşım sistemi sağlığını da doğrudan ilgilendiren bir durumdur. Dolayısıyla halk arasında varis hakkında doğru bilinen yanlışları düzeltmeyi amaçlıyoruz.
Varis ile ilgili toplumda birçok yanlış inanış mevcut. Bu inanışlardan ilki varisin sadece yaşlılarda görüldüğü. Varis yaşlanma ile daha sık ortaya çıkabilir. Ancak aslında her yaş grubunda görülebilir. Genç yaşlarda da ortaya çıkabilen bu hastalık özellikle genetik yatkınlığı olan, uzun süre hareketsiz kalan veya sürekli ayakta duran kişilerde daha yaygındır. Vücudun kan dolaşımı, damarların elastikiyetine bağlıdır ve yaşla birlikte damar duvarları zayıflamaya başlar. Ancak genç bireylerde de bu elastikiyet kaybı çeşitli faktörlerle tetiklenebilir.
Kadınlarda hormonal değişimler, gebelik gibi etkenler nedeniyle varis oluşumu erkeklere kıyasla daha sık görülse de, bu hastalık yalnızca kadınlarla sınırlı değildir. Erkekler de genetik yatkınlık, fazla kilo, uzun süre ayakta kalma gibi faktörlerden dolayı varis riski altındadır. Erkeklerde de ilerleyen yaşlarda ciddi dolaşım sorunlarına yol açabileceğinden, varis belirtileri göz ardı edilmemelidir.
Varis ile ilgili doğru bilinen yanlışlar arasında belki de en tehlikeli bilgi varisin sadece estetik bir sorun olduğudur. Varis sadece estetik kaygı yaratmakla kalmaz, aynı zamanda dolaşım sistemi sağlığını olumsuz etkileyebilir. Ciddi vakalarda damar tıkanıklığı, bacak yaraları veya enfeksiyon gibi sağlık sorunlarına yol açabilir. Tedavi edilmediğinde, kan dolaşımının yavaşlaması sonucu oluşabilecek pıhtılaşma riski nedeniyle hastanın genel sağlık durumu tehlikeye girebilir.
Varisi tek bir nedene bağlamak variste yanlış bilinenler arasında yerini uzun süredir koruyor. Uzun süre ayakta kalmak varis oluşumunu tetikleyebilir, ancak tek başına bir sebep değildir. Varis, genetik yatkınlık, hareketsiz yaşam tarzı, obezite ve hormonal değişiklikler gibi birçok faktörden kaynaklanabilir. Bu nedenle varisten korunmak için düzenli egzersiz yapmak, sağlıklı beslenmek ve kiloyu kontrol altında tutmak önemlidir.
Varis tedavisi hakkında bilgi paylaşımı yapılırken tüm kalp ve damar cerrahisi uzmanlarının sıklıkla dile getirdiği gibi varis tedavi edilmediği takdirde kendiliğinden geçebilen bir hastalık değildir. Aksine, varis ilerleyici bir hastalıktır.
Kişi her ne kadar başlangıç aşamasında hafif şişlik ve ağrı deneyimlese de ilerleyen evrelerde varis ciddi sorunlara yol açabilmektedir. Tedavi edilmediği durumlarda bacaklarda şiddetli ağrı, ciltte renk değişiklikleri, açık yaralar ve pıhtılaşma gibi komplikasyonlar gelişebilir.
Varis kremleri, damarları iyileştirmek yerine geçici rahatlama sağlayarak bacaklardaki ağrı ve şişliği hafifletebilir. Bu kremler genellikle varis oluşumunu durdurmaz veya varisli damarları ortadan kaldırmaz. Tedavi edici özelliğe sahip olmayan kremler, yalnızca semptomları hafifletmeye yardımcı olabilir.
Varis tedavisi bir kalp ve damar cerrahisi uzmanı tarafından gerçekleştirir. Semptomları gözlemlediğinizde doktorunuzdan randevu alıp tedavi seçeneklerini öğrenebilirsiniz. Unutmayın ki ilerleyen evrelerde dahi varis ameliyatsız bir şekilde tedavi edilebilen bir sağlık sorunudur.
Varis hakkında doğru bilinen yanlışlar arasında popülerliğini koruyan bu bilgi pek çok hastanın doktordan randevu almaktan dahi çekinmesine sebep olabiliyor. Günümüzde varis tedavisinde ameliyat dışında birçok etkili yöntem bulunmaktadır.
Lazer, radyofrekans ve skleroterapi gibi minimal invaziv tedavi seçenekleri sayesinde ameliyatsız, hızlı ve ağrısız sonuçlar alınabilir. Sonuç olarak, varis tedavisi ameliyat gerektirmeyen, oldukça geniş bir seçenek yelpazesine sahiptir.
Varis tedavi edildikten sonra o bölgedeki damarlar tamamen iyileşir ve varis ortadan kalkar. Ancak genetik yatkınlığı olan bireylerde ya da risk faktörleri devam eden kişilerde, başka bölgelerde yeniden varis gelişme riski bulunur.
Tedavi sonrası dönemde varis oluşumunu önlemek için sağlıklı bir yaşam tarzı benimsemek, düzenli egzersiz yapmak ve doktorun önerdiği bir varis çorabı kullanmak faydalı olabilir.
Varis hakkında bilgi edinirken halk arasında varis tedavisi ille ilgili pek çok asılsız bilgi almak mümkün. Aslında modern varis tedavi yöntemleri, ağrısız veya çok az ağrılı prosedürlerle gerçekleştirilir ve genellikle hızlı sonuç verir. Lazer ve skleroterapi gibi yöntemlerle yapılan tedavilerde anestezi gerekmeden kısa sürede işlem tamamlanır ve hasta aynı gün günlük hayatına dönebilir.
Varis tedavisi yılın her döneminde yapılabilir. Yaz aylarında işlem sonrası sıcak havanın damarlar üzerindeki etkisi nedeniyle güneşten korunma önerilir, ancak bu tedavinin yapılmasına engel değildir.
Özellikle şikayetlerin artması ve bacaklarda rahatsızlık hissinin fazlalaşması gibi durumlarda tedaviyi ertelemek yerine mevsim fark etmeksizin işlem yapılabilir. Yaz aylarında tedavi olanlar, kısa süreli koruma önlemleriyle sağlıklı bir iyileşme süreci yaşayabilir.
Egzersiz, varisin ilerlemesini yavaşlatabilir ve belirtileri hafifletebilir ancak varisli damarları tamamen ortadan kaldırmaz. Bacak kaslarının güçlendirilmesi kan dolaşımını artırarak bacaklardaki kan birikimini azaltabilir. Yürüyüş, yüzme ve bisiklet gibi egzersizler varis riskini azaltmak ve belirtileri hafifletmek açısından faydalıdır.
Ancak mevcut varislerin tamamen geçmesi için tıbbi müdahale gereklidir. Bu nedenle egzersiz, varis tedavisinde destekleyici bir rol oynarken, kalıcı iyileşme için bir uzman kontrolünde tedavi edilmesi gereken bir hastalıktır.
Sıcak su damarları genişleterek varis oluşumunu hızlandırabilir. Varisli damarlar, sıcak ortamda daha belirgin hale gelir ve damar içindeki kan birikimini artırır. Bu nedenle, varis hastaları sıcak banyo, sauna ve kaplıca gibi sıcak ortamlardan kaçınmalıdır.
Özellikle yaz aylarında uzun süre güneşte kalmak da damarların genişlemesine neden olabilir. Soğuk suyla yapılan duşlar ise damarların sıkışmasına ve kan dolaşımının daha düzenli olmasına yardımcı olur. Bu yüzden sıcak suyun damarlar üzerindeki olumsuz etkisi dikkate alınarak varis hastalarının dikkatli olması önerilir.
Hamilelikte hormonal değişiklikler, artan kan hacmi ve karın içi basınç nedeniyle varis oluşumu sık görülür. Ancak tedavi edilmeyen varisler doğum sonrasında kalıcı hale gelebilir ve sağlık sorunlarına yol açabilir.
Bu süreçte doktor kontrolünde varis çorabı kullanmak, bacakları dinlendirmek ve mümkünse hafif egzersiz yapmak gibi önlemlerle şikayetler azaltılabilir.
Varis bir dolaşım sistemi hastalığı olduğu için pek çok hasta varis kalp ile ilgili problem çıkarır mı diye merak eder. Her ne kadar varis doğrudan kalp hastalığına yol açmasa da dolaylı olarak kalp sağlığını etkileyebilir.
Varisli damarlar, kanın bacaklarda birikmesine neden olarak kalbe dönüşünü zorlaştırır. Bu durum, kalbin kan pompalamak için daha fazla çalışmasına yol açabilir ve zamanla kalp yorgunluğu oluşturabilir. Bu nedenle varis, yalnızca bacaklarda değil, genel dolaşım sağlığı açısından da dikkate alınması gereken bir durumdur.