Yaz ayları, varisler ile mücadele eden kişiler için bazı zorluklar beraberinde getirir. Damarların genişlemesiyle ortaya çıkan ve özellikle bacaklarda görülen sağlık sorunlarından biri olan varis, yaz mevsiminde damarların daha da genişlemesiyle daha da şiddetlenebilir. Varis semptomları bu mevsimde şiddetlendiği için, hastalar yaz aylarında varis tedavisi için daha fazla araştırma yapmaya meyilli olabilirler.
Varis oluşumunun temelinde, venöz kanın kalbe dönüşünde yaşanan zorluklar yatar. Genetik faktörler, uzun süre ayakta kalmak veya oturmak, aşırı kilo ve hamilelik gibi birçok neden varislerin oluşumuna zemin hazırlayabilir.
Yaz ayları birçok insan için dinlenme, tatil ve güneşin tadını çıkarma zamanı olsa da varis sorunu olanlar için bazı ek zorlukları beraberinde getirebilir. Yaz aylarında varis şikayetlerinin artmasının temel nedeni elbetteki sıcak havadır. Sıcak havanın varis üzerindeki etkileri aşağıdaki gibi özetlenebilir:
Yüksek sıcaklıklar vücudun ısıyı dengede tutmak için damarları genişletir. Bu genişleme, varisli damarlardaki kan akışını zorlaştırır ve varislerin daha belirgin hale gelmesine neden olur.
Sıcak hava koşulları altında, vücut daha fazla enerji harcar ve bu durum, özellikle bacaklardaki kan dolaşımını yavaşlatabilir. Kan dolaşımının yavaşlaması, varis şikayetlerinin artmasına yol açar.
Yaz aylarında vücut daha fazla su tutma eğilimindedir. Bu durum, bacaklarda şişlik ve ağrıya neden olabilir, bu da varisli damarların daha fazla baskı altında kalmasına ve dolayısıyla şikayetlerin artmasına yol açar.
Yaz sıcaklarında, özellikle öğle saatlerinde dışarıda yapılan fiziksel aktiviteler azalabilir. Hareketsizlik, kan dolaşımının daha da yavaşlamasına ve varis şikayetlerinin şiddetlenmesine neden olabilir.
Sıcak havalarda terleme ile birlikte vücut su kaybeder. Yeterli su tüketilmemesi durumunda dehidrasyon meydana gelebilir ki bu da kanın koyulaşmasına ve dolaşımının daha da zorlaşmasına yol açar. Bu durum, varis şikayetlerini artırabilir.
Güneşlenmek, yaz aylarının en popüler aktivitelerinden biridir. Ancak, uzun süre güneşe maruz kalmak, cilt üzerindeki damarların genişlemesine ve dolayısıyla varis şikayetlerinin artmasına neden olabilir.
Yaz aylarında varis tedavisi taleplerinin artmasının sebepleri, hastaların varis semptomlarını daha şiddetli bir şekilde hissetmeleridir. Sıcak hava, varisli damarların daha fazla belirginleşmesine ve rahatsızlık hissinin artmasına neden olabilir. Yazın şiddetlenen varis belirtileri aşağıdaki gibi özetlenebilir:
Mevsimsel değişiklikler, varis tedavisi üzerinde önemli etkilere sahiptir. Halk arasında her ne kadar varis tedavisi mevsimi olarak yaz ayları tercih edilmese de yaz aylarında varis tedavisi yapılabilir.
Yazın varis tedavisi özellikle skleroterapi gibi minimal invaziv tedavileri içerebilir. Çünkü skleroterapi ile varis tedavisi yazın da rahatlıkla uygulanabilir. Bu tedaviler, genellikle daha az iyileşme süreci gerektirdiğinden ve güneşe maruz kalma konusunda daha az hassasiyet gerektirdiğinden tercih edilir.
Varisin şiddetine ve kişisel ihtiyaçlara göre kalp ve damar cerrahisi uzmanları varis yazın tedavi seçenekleri arasında cerrahi yöntemleri de tercih edebilir. Bu yöntemler uygulandıktan sonra, iyileşme döneminde hastaların güneşten korunmaları daha fazla önem kazanır. Güneşin UV ışınları, iyileşme sürecindeki cilt üzerinde lekelenmelere neden olabilir. Bu nedenle, yaz aylarında bu tür tedavilerden sonra güneş koruyucu ürünlerin kullanımı ve güneşten korunma yöntemlerine daha fazla dikkat edilmesi önerilir.
Sonuç olarak, yaz mevsiminden önce varis tedavisi hastalar için daha ideal bir dönem olsa da yaz aylarında varis tedavisi uygun yöntem ve korunma teknikleri ile mümkündür.
Varis tedavisi için en uygun mevsim sonbahar ve kış mevsimleridir. Çünkü bu dönemde tedavi edilmiş varisli damarları korumak yaz mevsimine göre daha kolaydır. Ancak yine de uygun yöntem ve korunma prosedürleri ile yaz aylarında varis tedavisi başarılı bir şekilde gerçekleştirilebilir. Varis tedavisi İstanbul kliniğimizde ihtiyaçlarınıza uygun tedavi planı oluşturulup sağlığınıza en kısa sürede kavuşmanız hedeflenir.
Skleroterapi, özellikle küçük ve orta çaptaki varislerin tedavisinde tercih edilen bir yöntemdir. Skleroterapi ile varis tedavisi nasıl yapılır sorusunun cevabı ise şu şekilde özetlenebilir: Bu işlemde, varisli damarın içine bir çözelti enjekte edilir, bu çözelti damarın yapışmasına ve sonrasında vücut tarafından emilmesine neden olur.
Yaz aylarında, skleroterapi sonrası, güneşten korunma önem kazanır, çünkü tedavi edilen bölgenin güneşe maruz kalması ciltte renk değişikliklerine yol açabilir.
Kliniğimizde İstanbul varis tedavisi seçenekleri arasında yer alan lazer ablasyon, yüksek enerjili lazer ışınlarının kullanıldığı bir tedavi yöntemidir. Lazer, hasarlı damarı içeriden "yakarak" kapatır ve bu sayede kan akışı sağlıklı damarlara yönlendirilir.
Lazerle varis tedavisi İstanbul kliniğimizde başarılı bir şekilde gerçekleştirildikten sonra, tedavi edilen bölgenin doğrudan güneş ışığından korunması gerekir. Çünkü güneş ışığı iyileşme sürecini etkileyebilir.
Radyofrekans tedavisi, lazer ablasyona benzer bir yöntemdir ancak enerji kaynağı olarak radyo dalgalarını kullanır. Bu yöntemle varisli damarlar ısıtılarak kapatılır. Radyofrekans tedavisi sonrası, yaz aylarında güneş koruyucu kullanmak ve tedavi edilen bölgeyi güneşten korumak önemlidir.
Büyük ve derin varislerin tedavisinde cerrahi yöntemler tercih edilebilir. Varisli damarların fiziksel olarak çıkarılmasını içeren bu yöntemler, genellikle daha karmaşık vakalar için uygundur.
Yaz mevsimi ve varisler,tedavi için daha hassas bir sürece ihtiyaç duyar. Yaz aylarında cerrahi tedavi sonrası, iyileşme sürecinde yüksek sıcaklıklar ve nem, konforu azaltabilir ve enfeksiyon riskini artırabilir. Bu nedenle, iyileşme döneminde tedavi edilen bölgeyi serin ve kuru tutmak etkili olacaktır.
Yaz aylarında varisten korunmanın yollarında arasında doktorunuzun önereceği varis çorapları da yer alır. Varis çorapları dolaşımı desteklediği ve sıcaklıkların sebep olduğu şişlikleri önleyebileceği için yaz aylarında da tercih edilir.
Doktorunuz muayene sonrasında size uygun materyal ile üretilmiş, uygun basınçta ve uzunlukta bir varis çorabı önerisinde bulunacaktır. Dolayısıyla, doktorunuzun önerisi dışında herhangi bir varis çorabı giymemeniz gerektiğini unutmamalısınız.